AZERBAYCAN, Güney Kafkasya’daki üç ülkenin en büyüğüdür. Yaklaşık bin yıl önce Türk boyları kalabalık gruplar halinde bu bölgeye yerleşmeye başlamıştır. Buraya göç eden halklar ve yerel halk zamanla birbirlerinin bazı gelenek ve kültürlerini benimsemiştir. Dolayısıyla Azericenin Türkçe ve Türkmenceye benzemesi hiç şaşırtıcı değil.

Azeriler hayat dolu ve sıcak insanlar olarak tanınırlar. Bu toplumda aile bağları güçlüdür ve akrabalar zor zamanlarda birbirlerine destek olur.

Azeriler müziği ve şiiri severler. Muğam adı verilen bir müzik türünde şarkıcı, geleneksel müzik aletleri eşliğinde klasik Azeri şiirleri okur. Bir muğam sanatçısı, geleneksel muğam repertuarını iyi bilmeli ve doğaçlama yeteneğine sahip olmalıdır.

Azerbaycan kültüründe çay önemli bir yer tutar. İnce belli küçük bardaklarda bir küp şekerle birlikte  servis edilir, bazen de yanında şamfıstığı, badem ve kuru üzüm verilir. En küçük köylerde bile “çayhana” denilen çayevlerine rastlamak mümkündür.

Ülkenin doğusundaki Hazar Denizi, mersinbalığının yaşam alanıdır. Bir tür mersinbalığı olan mersinmorinası 100 yıldan uzun yaşayabilir. Şimdiye kadar yakalanan en büyük mersinmorinalarından biri 8,5 metre uzunluğunda, 1.297 kilogram ağırlığındaydı! Mersinbalığı yumurtalarından yapılan siyah havyar çok sevilen pahalı bir üründür. Bu nedenle bu balıklar çok değerlidir.

Azeriler Yaratıcıları hakkında konuşmaktan hoşlanan dindar kişilerdir. Nüfusun çoğunluğu Müslümandır. Başka dinlere mensup insanlar da vardır; onların arasında birçoğu Azeri kökenli olan binden fazla Yehova’nın Şahidi de yer alır.