İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

KAPAK KONUSU

Terbiyeye Ne Oldu?

Terbiyeye Ne Oldu?

Son yıllarda birçok ülkede aile yaşamı çarpıcı şekilde değişti. Önceden ailelerde otorite anne babaların elindeydi ve çocuklar onlara itaat ederdi. Şimdi ise bazı evlerde roller değişmiş gibi görünüyor. Örneğin sık sık yaşanan şu durumları ele alalım:

  • Dört yaşındaki bir çocuk annesiyle mağazadayken bir oyuncağa uzanır. Annesi onu vazgeçirmeye çalışırken “Zaten bir sürü oyuncağın var, öyle değil mi?” diye sorar. Cümlesini soruyla bitirmemesi gerektiğini geç fark eder. Çocuk “Ama ben bunu istiyorum!” diyerek ağlamaya başlar. Oğlunun her zaman yaptığı gibi öfke nöbeti geçirerek kendini yerden yere atmasından korkan anne pes eder.

  • Beş yaşındaki bir kız, babası biriyle konuşurken araya girer ve “Sıkıldım. Eve gitmek istiyorum” der. Babası konuşmasını yarıda keser ve kızına doğru eğilerek sakin bir ses tonuyla şöyle der: “Sadece birkaç dakika daha tatlım, tamam mı?”

  • 12 yaşındaki Cem yine öğretmenine bağırmakla suçlanır. Cem’in babası, oğlu yerine öğretmenine sinirlenir ve Cem’e şunları söyler: “Bu öğretmen de hep seninle uğraşıyor. Onu okul yönetimine şikâyet edeceğim.”

Yukarıdaki durumlar birer senaryodur ancak gerçeklerden çok da uzak değildir. Bu örnekler çocuklarının saygısızca davranışlarını hoş gören, onların isteklerine boyun eğen ve yaptıkları yanlış davranışların sonuçlarından onları “kurtaran” anne babaların yaşadığı gerçek sorunları yansıtır. Asrın Vebası: Narsisizm İlleti adlı kitap şunları belirtiyor: “Otoriteyi küçük çocuklara bırakan . . . anne babaları giderek daha sık görüyoruz. Kısa zaman öncesine dek çocuklar patronun kim olduğunu –ve patronun kendileri olmadığını– bilirlerdi.”

Elbette birçok anne baba çocuklarına doğru değerler aşılamaya çalışıyor. Onlar iyi örnek olmanın yanı sıra, gerektiğinde kararlı şekilde fakat sevgiyle çocuklarını terbiye etmeye gayret ediyor. Ancak daha önce değinilen kitapta söylendiği gibi, böyle davranan anne babalar “akıntıya karşı yüzüyorlar.”

Peki bu noktaya nasıl gelindi? Terbiyeye ne oldu?

Anne Babaların Sarsılan Otoritesi

Bazıları anne babaların otoritesinin 1960’lardan itibaren sarsılmaya başladığını söylüyor. O yıllarda uzmanlar çocuklara karşı daha hoşgörülü olmayı teşvik ediyordu. Anne babalara şunlar öneriliyordu: ‘Hâkimiyet kurmaya çalışmaktansa çocuklarınızla arkadaş olun.’ ‘Övmek disiplinden iyidir.’ ‘Çocuklarınızın kötü yanlarını düzeltmektense yaptıkları iyi şeyleri fark etmeye çalışın.’ Uzmanlar övgü ve terbiye arasında denge kurmak yerine, çocukları azarlamanın onların hassas duygularına zarar vereceğini ve hayatlarının sonraki yıllarında anne babalarına güceneceklerini belirttiler.

Kısa süre önce uzmanlar özsaygının önemini de vurguluyordu. Sanki iyi anne baba olmanın sırrı aniden keşfedilmiş gibiydi ve bu sır şuydu: Çocuklarınızın kendilerini iyi hissetmesini sağlayın. Elbette çocuklara güven aşılamak önemlidir. Fakat bu uzmanlar özsaygıya önem vermekte aşırıya kaçtılar ve anne babalara şunları söylediler: ‘Hayır ve kötü gibi olumsuz sözler sarf etmekten kaçının.’ ‘Çocuklarınıza özel olduklarını ve istedikleri her şey olabileceklerini sürekli söyleyin.’ Bu düşünceye göre sanki kendini iyi hissetmek, iyi biri olmaktan daha önemliydi.

Özsaygı hareketi çocuklara her şeye hakları olduğunu hissettirmekten başka bir işe yaramadı

Sonuç olarak, bazılarına göre özsaygının önemini vurgulayan bu hareket çocuklara her şeye hakları olduğunu hissettirmekten başka bir işe yaramadı. “Ben” Nesli adlı kitaba göre, bu hareket birçok genci “yaşamda karşılarına çıkacak kötü sürprizlere ve kaçınılmaz eleştirilere karşı hazırlamıyor.” Bu kitapta sözleri alıntılanan bir baba şunları ifade etti: “İş dünyasında özsaygı hareketi diye bir şey yok. . . . . Ofiste kötü bir rapor sunarsanız patronunuz ‘Rapor için seçtiğin kâğıdın rengini beğendim’ demeyecektir. Çocukları bu şekilde yetiştirerek aslında onlara kötülük ediyoruz.”

Değişen Görüşler

Yıllar boyunca, anne babaların uyguladıkları yöntemler genellikle insanların sürekli değişen görüşlerini yansıttı. Eğitmen Ronald G. Morrish şunları söyledi: “Terbiye anlayışının sürekli değişmesi, toplumumuzdaki değişimi yansıtıyor. * Kutsal Kitabın dediği gibi anne babalar kolayca ‘her öğreti rüzgârıyla oraya buraya sürüklenip dalgalarla savrulabilir’ (Efesoslular 4:14).

Açıkça görüldüğü gibi terbiye konusundaki aşırı esnek tutumun birçok olumsuz etkisi olmuştur. Bu tutum, anne babaların otoritesini sarsmakla kalmamış, çocukları doğru kararlar vermeleri için ihtiyaç duydukları rehberlikten yoksun bırakmıştır, ayrıca onların gerçek bir güven duygusuyla hayata atılmalarına engel olmuştur.

Peki daha iyi bir yöntem var mı?

^ p. 15 İtalikler tarafımızdan; Secrets of Discipline: 12 Keys for Raising Responsible Children adlı kitaptan.