DÜNYA ÇAPINDAKİ DUYURU VE ÖĞRETİM İŞİ
Okyanusya
-
ÜLKE VE BÖLGE 29
-
NÜFUS 40.208.390
-
MÜJDECİ 97.583
-
KUTSAL KİTAP TETKİKİ 64.675
Yayın Paketleri Bıraktılar
Mikronezya’daki çok sayıda adaya iyi haber fazla ulaştırılamadı; bu nedenle Marshall Adaları’ndan bir grup müjdeci iki haftalık bir tekne turu yapmayı planladı. Majuro Adası’ndan yola çıkıp Wotje Atolü’ndeki Wotje ve Ormed adalarına ulaştılar.
Bu grup, mümkün olduğu kadar çok kişiye şahitlikte bulunmak için yola çıkmadan önce yayın
paketleri hazırladılar. Her pakette dört dergi, iki kitapçık vardı. Müjdeciler adalara bir daha ne zaman döneceklerini bilmediklerinden, ilgililere birer paket bıraktılar ve bu yayınları aileleri ve arkadaşlarıyla paylaşmalarını söylediler. Kardeşler iki hafta süren tur boyunca 531 kitapçık, 756 dergi ve 7 kitap dağıttılar.“Bizi Unutmadığın İçin Teşekkür Ederiz”
Şubat 2014’te Papua Yeni Gine’den altı Şahit 10 gün boyunca volkanik Karkar Adası’ndaki köylerde iyi haberi duyurmaya gitti. İlgi gösteren birçok kişi buldular ve toplam 1.064 yayın dağıttılar. Relvie adında bir hemşire şunları söyledi: “Hizmetimizin ilk günü, öğleden sonra saat 3.00’te hâlâ iyi haberi duyuruyorduk. O saate kadar su şişelerimiz boşalmıştı, durmadan konuştuğumuz için çenemiz yorulmuş ve ağzımız kurumuştu. Genç bir kızla konuşuyordum. Ona bir ayet okumak istedim, ama çok susamıştım. Ayeti okuyamadığımı gören kız bana su verdi.”
Bir köyden ayrılmalarından önceki gece, oradaki kilise liderlerinin ve halktan kişilerin katıldığı büyük bir toplantı düzenlendi. Relvie şöyle diyor: “Kendimi Sanhedrin önünde hakikati savunmak zorunda olan İstefanos gibi hissettim; tek fark bizim dinleyicilerimiz dost canlısıydı.” Altı müjdeci de konuşmalarını bitirdikten sonra, Lutherci Pazar Okulunun müdürü ayağa kalktı ve adaya gelen Şahitlerden biri olan teyzesine hakikati kendi köyünün halkına duyurduğu için teşekkür etti. Şunları söyledi: “Bu yaptığın, Samiriyeli kadının İsa’dan öğrendiği güzel hakikatleri gidip ailesine
anlatmasına benziyor. Bizi unutmadığın için teşekkür ederiz.”Tanrı Hakkında Konuşmak İçin Çok mu Küçük?
Kiribati’ye bağlı bir ada olan Tarawa’da yaşayan yedi yaşındaki Teariki, babası Tueti’yle birlikte hizmetteyken bir eve girdiler. Orada 20’li yaşlardaki kadın ve erkeklerden oluşan yaklaşık on kişilik bir grupla karşılaştılar. Teariki’nin babası onlara iyi haberi duyurduktan sonra, içlerinden biri şunları söyledi: “Vaaz etmeye hep çocuklarınızla beraber gittiğinizi fark ettik. Neden onları sizinle gelmeye zorluyorsunuz? Onlar Tanrı hakkında konuşmak için çok küçük.”
Tueti şöyle cevap verdi: “Oğlumun bu konuda yeterli olup olmadığını görmek ister misiniz? Belki ben dışarı çıkabilirim ve siz onunla konuşabilirsiniz.” Tüm grup “Evet, onu dinlemeyi çok isteriz” dedi.
Tueti dışarı çıktıktan sonra, Teariki gruba “Tanrı’nın ismini biliyor musunuz?” diye sordu.
İçlerinden biri, “Evet, Tanrı’nın ismi İsa’dır” dedi; diğeri “Tanrı”, bir diğeri de “Rab” diye yanıt verdi.
Teariki şöyle devam etti: “Kutsal Kitabın bu konuda ne dediğini görmek için İşaya 42:5’i birlikte okuyalım.” Ayeti okuduktan sonra, onlara şöyle sordu. “Bu ayette kimden bahsediliyor?”
Gruptaki genç bir kız “Tanrı’dan” diye cevap verdi. Bunun üzerine Teariki şöyle dedi: “Evet, gerçek Tanrı’dan bahsediliyor. Sekizinci ayette gerçek Tanrı’nın şunları söylediğini okuruz: ‘Ben Yehova’yım. İsmim budur. Hakkım olan onuru bir başkasına . . . . bırakmayacağım.’ Tanrı’nın isminin ne olduğunu gördünüz mü?”
Gruptakiler “Yehova” diye yanıt verdiler.
Artık gruptakilerin hepsi dikkat kesilmişti. Teariki onlara Elçiler 2:21’e bakabiliriz. Orada şöyle diyor: ‘Yehova’ya adıyla yakaran herkes kurtulacak.’ O halde Tanrı’nın ismini kullanmak bize ne sağlıyor?”
şöyle sordu: “Yehova ismini kullanmanın yararı nedir? Bunun cevabını bulmak içinGruptan bir genç “Kurtuluş sağlıyor” diye cevap verdi.
Bu sırada Teariki’nin babası Tueti içeri girdi ve gruba şöyle sordu: “Evet, şimdi ne düşünüyorsunuz? Çocuklarımız Tanrı hakkında konuşmaya yeterli durumda mı? Onları yanımızda getirmemiz doğru mu?” Gruptaki herkes çocukların yeterli durumda olduğunu ve iyi
haberi duyurma işine katılmalarını çok doğru bulduklarını söyledi. Sonra Tueti şöyle dedi: “Kutsal Kitabın içindekileri öğrenirseniz, Teariki gibi siz de hakikatleri başkalarıyla paylaşabilirsiniz.”İyi Haber Bir Dağ Köyüne Ulaşıyor
Vanuatu’nun Port-Vila şehrindeki bir tercüme ofisinde hizmet eden Jean-Pierre, Kasım 2013’te bir çevre ibadetine katılmak için doğup büyüdüğü adaya gitti. Jean-Pierre uçuş pistine indiğinde, adanın güney kesiminden bir grup ilgili gelip ondan yayın istedi. O da neredeyse yanındaki bütün dergileri onlara verdi. Daha sonra bir din adamı da yayın istemek için Jean-Pierre’e yaklaştı. Bu adam ondan kendi köyüne gelmesini rica ederek şöyle dedi: “Ruhen gerçekten açız. Köyümüze gelip bütün sorularımızı cevaplamanız gerekiyor.” Jean-Pierre çevre ibadetinin ertesi günü, sabah erkenden kalktı ve dik bir yamaçtan yukarı doğru uzun bir yürüyüşe başladı. Sonunda dağın tepesindeki bu ücra köye ulaştı. Köylüler onu sıcak şekilde karşıladı ve Jean-Pierre “Ölen Kişiler Bir Gün Diriltilecek mi?” başlıklı Krallık Haberi hakkında onlarla sohbet etti. Kendisini dinleyen yaklaşık 30 kişiye, ayetleri kendi Kutsal Kitaplarından takip edebileceklerini söyledi. Bu sohbet neredeyse yedi saat sürdü. Köylüler ruhen gerçekten aç durumdaydı! Yetmiş yaşındaki bir adam şöyle dedi: “Hayatım boyunca ölülerle ilgili bu kadar net bir açıklama duymadım.”
Jean-Pierre geceyi o köyde geçirdi ve papazla aynı evde kaldı. Ertesi sabah uyandığında papazı dergilerimizden birini okurken gördü. Jean-Pierre ne okuduğunu sorduğunda papaz heyecanla okuduklarının Tanrı’nın Krallığı hakkında olduğunu söyledi. Tanrı’nın Luka 17:21). Jean-Pierre Port-Vila’ya döndükten sonra da bu köydeki ilgilileri telefonla aramaya devam etti. Yakın bir cemaatten üç birader Anma Yemeği için köye gitmeye gönüllü oldu ve bu buluşmaya 109 kişi katıldı.
Krallığının Ferisilerin yüreğinde olmadığını, dolayısıyla bu Krallığın kilisede öğretildiği gibi bir kişinin yüreğinde bulunmasının da mümkün olamayacağını anlamıştı (